81 İL 81 GÜNLÜK 1 HAYAT
SAMSUN GÜNLÜĞÜ
Bugün günlerden ne mi !?..
Bugün günlerden Samsun !..
Samsun tarihi çok eski zamanlara dayanan ,Taş Çağına kadar
uzanan 7 bin yıllık yaşantının günümüze ulaştığı kent...
Samsun’a ilk yerleşen topluluğun milattan önce 5000-3500
yılları arasında Kaşkalar olduğu biliniyor.
Günümüze ulaşıncaya kadar birçok uygarlığa ev sahipliği
yapmış olan Samsun’un ne kadar büyüleyici olduğunu sizin düş dünyanıza
bırakıyorum ...
Gelelim gün
boyunca gezip gördüğümüm yerlere:
Güne insanı büyüleyen manzarası ile Sevgi
Gölü / Sevgi Kafe'de kahvaltı ile başladım.
Sonrası mı , ver elini Samsun Kent Müzesi !..
Müzenin kapısına geldiğimde karmakarışık duygulara kapıldım
...
Tarihin ve arkasındaki umursamazlığın paradoksu ile müzeye
girdim ...
Müze iki bölümden oluşuyordu. Bir kısmında Samsun’un
tarihinden bahsediliyorken bir kısmında ise sosyal ve ekonomik yaşam
anlatılıyordu. Samsun için çok önemli olan tütün üretiminin aşamaları yer
alırken diğer yanda Samsun denizlerinde yaşayan balık türleri hakkında bilgiler
veriliyordu .
Samsun mutfaklarında yer alan haluçka, kağıtta hamsi, oyma ağaç
kebabı ve katık sündürmesi gibi yemekler tanıtılıyordu.
Muhteşem bir yemek şöleninin içinde buldum kendimi ...
Müzenin diğer bölümünde ise Mustafa Kemal Atatürk’ün 19
Mayıs 1919’da Samsun’a gelişiyle başlayan Kurtuluş Savaşı süreci anlatılıyordu.
Bu bölümde bir kez daha Türk oluşumla onur ve gurur duydum ve tüm benliğimle
haykırdım : Ne mutlu Türk'üm diyene !..
Sonrası ver elini
Atatürk Anıtı !..
Büyük bir kaide üzerinde şahlanan bir at üstünde Atatürk
bütün heybeti ile karşımda !.. Gururlu bir anlatımla batıya ve çok uzaklara
dikilen bakışlar!.. Şahlanan atın üzerinde dimdik bir beden , oturuşta
korkusuzluk , Türklüğün gücü !..
Can'ım Ata'm!..
Kaidenin yanlarında iki kabartma ve öteki yanlarında da
yazılar ... İskelede sandalın yanında mermi ve cephane taşıyan analar, babalar
, bacılar !... Arkalarında ise top arabası savaş anını canlandırıyor...
Tabiki olmazsa olmaz Samsun Atatürk Anıtı fotoğraf ritüeli
!...
Bu sefer ki rotam ise Gazi Müzesi !..
1902 yılında Jean İonnis Mantika tarafından bir otel olarak
inşa edilmiş , iki katlı , dış duvarları yığma tuğla, iç bölmeleri bağdadî
olarak yapılmış ulu bir yapı !..
Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk Samsun'a çıktığında bu
otelde kalmış ve 12 Haziran 1926 tarihinde bu bina Samsun halkı adına Mustafa
Kemal Paşa’ya armağan edilmiş.
Ulu Önder’in ölümünden sonra önce kız kardeşi Makbule
Atadan’a geçmiş , 1939 yılında ise 19 Mayıs Halk Müzesi haline dönüştürülmek
üzere Samsun Belediyesi’nin sorumluluğuna teslim edilmiştir...
8 Kasım 1998 yılında ise Gazi Müzesi adını almıştır ...
Müzedeki izlenimlerim mi !..
İşte geliyor !..
Mum heykelleri , biblolar , minyatürler , tüm eşyalar tarih
ve ATA'm kokuyor !..
Bu muhteşem duygularla ayrılıyorum , Gazi Müze'mden !..
Rotam Mater
Dolarsa Katolik Kilisesi !..
Maristes rahipleri , 1951 yılında kilisenin şimdiki
bulunduğu alana bir okul inşa etmişler ve çocukların eğitimine yardımcı olmak
için başrahipleri çağırmışlar.
1876’da kilise olarak inşa edilmeye başlanmış.
İnşaat 1885’de bitmiş ve kullanılmaya başlanmış.
Daha sonra Jön Türkler tarafından ele geçirilmiş.
1988 de ise yelenmiş.
Bunun dışında bir kilise görmek gerçekten ilgi çekiciydi...
Öğlen olmuştu ve acıkmıştım ... Samsun’a gelip pide yememek
kente saygısızlık olurdu ... Ama bir sorun vardı acaba hangi pideyi yemeliydim
!...
Çiğ etten yoğurulmuş açık olarak pişirilen Havza pidesi mi ,
pişmiş etten gevrek Bafra pidesi mi , ikisinin arasında kalan Terme , Çarşamba
pidesi mi ?..
Ben Bafra pidesini tercih edip , koklaya koklaya çıtır çıtır
, köpüklü ayranlı keyifli bir pide şöleni !..
Rota : Bandırma
Vapuru !.. Bandırma Vapurun'a giderken daha heyecanlıydım mı ne ?!..
Doğuşun simgesi !..
İlk adımımda da bunu yaşadım tüm benliğimde !..
Güvertedeki askerler , kamaradaki tüm savaş objeleri bana o
günlerin zorluklarını , mücadelesini o kadar güzel anlattı ki !...
Günümüz dünyasında silkelenmeme neden oldu !..
Bu rahatlık ve şımarıklık yüzüme bir şamar gibi geldi !..
Bu şamar çok iyi geldi ve çok iyi oldu !...
Bu şamarın
kızarıklığı ile rotamı : Amisos Tepesi'ne çevirdim !..
Doğupark Teleferiği'ne bindiğimde içim bir gitti bir geldi
!...
Sonunda Samsun’u kuşbakışı olarak görmenin güzelliğine
dalmışım !..
Denizi izlerken üstümde ki o hafif yorgunluğu atmış ve içim
huzur dolmuştu.
M.Ö. 6.yüzyıldan bu güne yaşayan tarihin içinde buldum
kendimi !...
Bu muhteşem manzaradan ayrılarak ver elini Amazon Köyü ,
dedim !..
Gemiyle yola çıkmıştım. Çayımı yudumlayarak denizi
izliyordum. İlerledikçe artan deniz anaları gözden kaçmıyordu. Hafif hafif
sallanmak uykumu getirmiş , dalgalar ninni edasına bürünmüştü sanki içim geçti
geçiyor !...
Yolculuğun bitmesiyle kendime geldim ve heyecanla köye
girdim. Yapay bir köy olmasına rağmen çok gerçekçiydi aslında .... heykeller
beni biraz ürkütmüştü yine de tarihe aşık tarafım ağır bastığından her yere
merakla bakmaya devam ediyordum.
Tarihin cazibesi , heykellerin ürperticiyle ayrıldım bu
egzotik yerden !..
Son durağım :
Kabaceviz Şelalesi
!..
Yol biraz uzaktı. Bunu fırsat bilip gözlerimi kapadım.
Uyandığımda şelaleye gelmiştik.
Burada ki hava mükemmeldi. Şehirdeki o kirli havadan biraz
uzaklaşıp bu cenneti andıran yerle baş başaydım. Doğadan daha güzel hiç bir şey
olamazdı.
Eski Taş Çağı'ndan Amazon Köyü'ne dek her şeyi içime çekip
tüm hücrelerimden bir kez daha sindirilmesene fırsat buldum bu güzel şelalede
!...
İçim huzur , gurur ve mutlulukla çağladı !..
Aslında ben size
tam olarak Samsun'u anlatamadım mı yaşatamadım mı acaba !..
Şöyle yapsak beni sınasanız !..
Gelip , gezip , görüp bana bir geri bildirim verseniz ...
Muhteşemsin , çok net anlatmışsın !...
Ya da az bile anlatmışsın !..
Proje danışman öğretmeni: Yassemin ULUSALGünlüğü yazan öğrencimiz: Yağmur ŞİMŞEK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder